Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde muhtarlara hitap etti.
Konuşmasında terör olaylarını değerlendiren Erdoğan, "Güvenlik kuvvetlerimiz yerleşim yerlerinde süren bu terör eylemlerine, bölgede yaşayan sivil halka zarar vermemek için azami bir dikkat ve hassasiyetle müdahale ediyor. Bu da aslında çok kısa sürede sonuçlanabilecek operasyonların nispeten uzun bir zaman dilimine yayılmasına sebep oluyor. Biz, tek bir masum vatandaşımızın hayatını tehlikeye atmaktansa operasyonların uzamasını tercih ettik, tercih ediyoruz" dedi.
Geçen yıl yurt içi ve dışında gerçekleştirilen operasyonlarda 3 bin 100'ü aşkın teröristin etkisiz hale getirildiğini belirten Erdoğan, "Aynı dönemde asker, polis, geçici köy korucusu ve sivil vatandaşlardan da 300 civarında kaybımız var. Şehitlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet, ailelerine ve milletimize başsağlığı diliyorum" diye konuştu.
"Bu oyunların gerisinde bin yıllık hesaplaşma var"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün oynanan bu oyunların gerisinde bu coğrafyadaki bin yıllık hesaplaşmanın yattığını belirterek, "Fakat ne yapsalar boş. Özellikle son iki yüz yıldır yaşadığımız tüm acılara, maruz kaldığımız tüm haksızlıklara, kayıplara rağmen, işte halen dimdik ayaktayız, evelallah ayakta durmaya da devam edeceğiz" dedi.
"Bu oyun bin yıllık hesaplaşmanın yeni bir tezahüründen başka bir şey değildir. Terör örgütü de sırtını ona dayayan parti de bölgede hesabı ve çıkarı olan güçlerin oyuncağı haline dönüşmüş birer kukladan ibarettir" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Prensip olarak ben siyasi partilerin kapatılmasına karşıyım. Gereksiz görüyorum. Hiç düşünmeye bile gerek yok. Ancak herhangi bir siyasetçinin yaptığı suçun, hatanın bedelini kurumsal olarak partisi değil, şahıs olarak kendisi ödemelidir. Bu, genel başkan da milletvekili de belediye başkanı da meclis üyesi de olabilir. Kim olursa olsun bunun bedelini ödemelidir."
Türkiye'de Kürt sorunu değil, terör sorunu olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bunu böyle bilmemiz lazım. Kimse, bize bunu yutturmaya kalkmasın" dedi.
Türkiyelileşmek iddiasıyla yola çıkıp varlıklarını hendeklere endeksleyenlerin, Kandil'in şamar oğlanına dönenlerin durumunun görüldüğünü dile getiren Erdoğan, "Kürt kardeşlerimin adını istismar ederek bu ülkeye ve bu millete husumet besleyen kim varsa onun eteğinin altına girmenin adı siyaset değil, ihanettir. En başta Kürt kardeşlerime ihanettir. Kürt kardeşlerim bu milletin ayrılmaz bir parçasıdır" ifadesini kullandı.
"Dokunulmazlık imtiyazının istismarına artık parlamentomuz izin vermemelidir"
Tercihini siyasetin imkanlarından yana değil, terörden, terör örgütünün eylemlerinden yana koyanların, bunun hesabını hukuk önünde vermesi gerektiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Terör örgütünün diğer mensupları için hukuk neyi emrediyorsa bu kişiler için de aynı yöntemler işletilmelidir. Milletvekili dokunulmazlığı terör örgütüne perde olmak için değil, Meclis'te millete daha iyi hizmet vermek için getirilmiş bir imtiyazdır. Bu imtiyazın istismarına artık parlamentomuz izin vermemelidir. Terör örgütü mensubu gibi hareket eden milletvekilleri konusunda Meclis'in ve yargının harekete geçmesi şarttır diye düşünüyorum. Aynı şekilde milletin kendisine hizmet için emanet ettiği imkanları terör örgütünün emrine sunan belediye başkanları konusunda da meclis üyeleri konusunda da İçişleri Bakanlığı ve yargının harekete geçmesi gerekiyor ve geçtiklerini de biliyorum."
"Türkiye'nin tüm kazanımlarına saldırmanın adı 5. kol faaliyetidir"
Türkiye'nin tüm kazanımlarına, tüm değerlerine, tüm imkanlarına saldırmanın adının 5. kol faaliyeti olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Siyasetin imkanlarını, siyaseti imha etmek için, daha önemlisi kendi ülkesine saldırmak için kullananlara karşı çok daha kararlı bir duruş sergilemenin zamanı gelmiştir" ifadelerini kullandı.
"Devletin ekmeğini yiyip de kılıç çalamazlar"
Erdoğan, üniversiteler, hastaneler, okullar başta olmak üzere kamu kurumları içinde görev yapanlardan terör örgütünün yanında yer alanların da süratle ayıklanmasına ihtiyaç olduğunu belirterek şunları kaydetti:
"Kimse ama kimse bu devletin ekmeğini yiyip de bu devlete kılıç çalamaz. Cumhurbaşkanı olarak milletimizin vicdanını yaralayan görüntülerine, beyanlara daha fazla şahit olmak istemiyorum."
"Darbe anayasaları ile yönetilen ülke utancından artık kurtulmalıyız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, anayasa konusuna değinirken de "Türkiye, artık darbe dönemlerinin dışında, siyasetin imkanlarıyla, yeni anayasasını yapabilme iradesini ortaya koymalıdır. Darbe anayasaları ile yönetilen ülke utancından artık kurtulmalıyız. Daha 'Bismillah' demeden dayatılan ön şartlar, milletimizin arzu ettiği, beklediği Türkiye'nin yaşadığı değişimi kucaklayacak, önünü açacak bir anayasanın inşasını zorlaştırıyor. Referansımız mevcut anayasa ise niçin yeni anayasa peşinde koşuyoruz. Adı üstünde, yeni anayasa... Yeni bir anlayışla, yeni bir yaklaşımla oluşturulmalıdır" dedi.
Başkanlık sistemiyle yönetilen pek çok ülkenin hem demokrasi bakımından hem kalkınma bakımından, bölgesindeki ülkelerin fersah fersah önüne geçebildiğini ifade eden Erdoğan, "Demek ki burada asıl mesele, ülkenin hedefleriyle yönetim biçimi arasındaki ilişkiyi doğru kurabilmektir. İşte Türkiye'nin de kendi yönetim sistemini kendi ihtiyaçlarına göre belirlemeye ihtiyacı vardır" değerlendirmesinde bulundu.
"Milletin kanaatini almak işin en isabetlisi olacak"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni anayasa ile ilgili olarak, "Milletin kanaatini alıp milletin de kanaati neticesinde nihai kararı, vekiller vasıtasıyla değil asıllar kararıyla vermek, inanıyorum ki bu işin en isabetlisi olacaktır" şeklinde konuştu.
"Başkanlık sistemi' dedim, başladılar saldırmaya..."
"Ben 'Türk biçimi veya Türkiye biçimi bir Başkanlık sistemi' dedim, başladılar saldırmaya" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ya bunlar kendi ülkelerinin markasını da istemiyorlar. Mecbur muyuz illa Amerikan sistemi, Fransız sistemi veya şu sistemi bu sistemi söylemeye... Biz hepsinden alırız. Adeta bir arı gibi ondan da ondan da hepsinden toplarız. Balımızı yapar, milletimize sunarız. Türkiye'nin değişik alanlarda, adeta sistemini yenileme noktasında bir tazelenmeye, bir yeni başlangıca ihtiyacı var. Bu millet, bu ülke değişime, yeniliğe, daha iyiyi, daha güzeli aramaya hiçbir zaman kapalı olmamıştır. Her kim ki bu gerçeğe sırtını dönmüşse o tarihin tozlu raflarındaki yerini almıştır."
"Sadece Cumhurbaşkanına karşı pozisyon almak için terör örgütüyle aynı safta buluşuyorlar"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefeti eleştirirken de "Sadece hükümete, Başbakan'a, Cumhurbaşkanı'na karşı pozisyon almak adına terör örgütü ile aynı safta buluşmakta sakınca görmeyen bir siyaset anlayışıyla karşı karşıyayız. Maalesef hendek kazan teröristleri arkadaşı olarak gören, terör örgütünün eylemlerine bilboard ilanları ile destek veren bir anamuhalefetimiz var" dedi.
"Anayasanın şahsıma vermediği hiç bir yetkiyi kullanmadım"
"Bugün 'Cumhurbaşkanı şuna karışmasın, buna karışmasın' diyenlerin hepsi de bu duruma mevcut sistemin yol açtığını aslında bal gibi biliyorlar" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:
"Cumhurbaşkanı olarak bugüne kadar anayasanın şahsına vermediği hiç bir yetkiyi, tanımadığı hiç bir imkanı kullanmadım. Hangi yetkiyi veriyor, hangisini vermiyor bunları da gayet iyi biliyorum. Zira gökten zembille inmiş bir Cumhurbaşkanı değilim.
Türkiye'nin hızlı karar alma ve uygulama ihtiyacı olduğu bir gerçektir. Başkanlık sisteminin bu ihtiyacı karşılayacak şekilde tasarlanması gerektiği kanaatindeyim."
"Mezhep fitnesi bir kez daha İslam dünyasını sarsıyor"
Mezhep fitnesinin bir kez daha İslam dünyasını sarstığını ve Müslümanları karşı karşıya getirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunu bir üst akıl aslında idare ediyor. Bunu bilmemiz lazım. Mesele nedir? Mesele 'İslam dünyasında bir mezhep çatışması olsun ve İslam dünyası kendi içinde paramparça olsun.' Suriye'de, Irak'ta, Yemen'de, Lübnan'da yaşanan görüntülerin gerisindeki en önemli sebebin mezhep fitnesi olduğunu biliyoruz" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Mezhep görüntüsü altında sergilenen tavırların gerisinde bölgesel iktidar inşa etme çabası olduğunu gayet iyi biliyoruz" dedi.